top of page

Türk Bilginlerinin İslam Medeniyetine Katkıları

Kutadgu Bilig                                        Yusuf Has Hacip

Divanü Lügati’t-Türk                             Kaşgarlı Mahmut

Muhakemetü’l-Lügateyn                       Ali Şir Nevai

Atebetü’l-Hakayık                                 Edip Ahmet Yükneki

   Medeniyet, dünyadaki bütün milletlerin ortak malıdır.Her toplumun bugünkü az olsun çok olsun bir payı vardır.Bu pay sadece Avrupalılara ait değildir.Bu medeniyet paydasında Çin, Mısır, Hint, Roma v.b. Medeniyetlerin de bir payı vardır.

   Türkler, Müslüman olduktan sonra İslam kültür ve medeniyetine birçok katkı sağlamışlardır. Bilim, sanat, edebiyat ve mimarlık alanlarında kendilerine özgü bir anlayış geliştirerek İslam medeniyetinin gelişmesine öncülük etmişlerdir. Karahanlılar, Gazneliler, Selçuklular ve Osmanlılar gibi Türk devletleri İslam’ın yayılmasında, kültür ve medeniyetinin zenginleşmesinde önemli roller üstlenmişlerdir.

  • Türkler, İslamiyet’in daha geniş ve verimli sahalara hakimiyetini sağlamışlardır.

  • Türkler, özellikle Abbasi döneminde Halifelik makamını bâtıni gizli örgütlere karşı savunarak varlığının devamını sağlamışlardır.

  • İslam kültürünün farklı coğrafyalarda zenginlik katarak gelişmesini sağlamıştır.

  • Devlet yöneticilerine destek olmaları sebebiyle Müslümanlar arasında siyasî birliğin oluşmasına vesile olmuşlardır.

   Türkler, Müslüman olduktan sonra dil ve edebiyat alanındaki çalışmalarıyla Türk-İslam edebiyatının temelini atmışlardır. Yusuf Has Hacip, Kaşgarlı Mahmut, Ali Şir Nevai ve Edip Ahmet Yükneki gibi bilginler Türk-İslam edebiyatının ilk örneklerini ortaya koymuşlardır.

Fuzuli, Mevlânâ, Ahmet Yesevi, Hacı Bektaş Veli, Yunus Emre, Süleyman Çelebi, Karacaoğlan, Kaygusuz Abdal gibi şahsiyetler, yazdıkları seçkin eserlerle hem Türkçemizin en güzel örneklerini meydana getirmişler hem de edebiyatımıza yön vermişlerdir.

Türk-İslam edebiyatının gelişmesine bağlı olarak musikide de büyük ilerlemeler sağlanmıştır. Türkler arasında Dede Efendi ve Itri gibi büyük söz yazarı ve bestekârlar yetişmiştir. Bu bestekârlar İslam dünyasının en seçkin eserlerini ortaya koymuşlardır.


   Türkler, kültür alanında olduğu kadar sanat alanında da İslam medeniyetine hizmet etmişlerdir. Türk-İslam sanat anlayışının temelinde Allah inancı vardır. Türkler, inançlarını sanat eserlerine yansıtarak inançlarıyla sanatı kaynaştırmışlardır. İslam mimarisinin oluşmasında ve gelişmesinde Türklerin büyük katkıları olmuştur.

 

   İslam mimari sanatına yaptıkları; cami, medrese, çeşme, han, hamam, saray, köprü ve her tür yapıda farklı açılımlar getirmişlerdir. Türkler, yaptıkları eserlerde sanat zevki ve ihtiyacı ön planda tutmuşlardır. Bu eserlerin bir kısmı ünlü Türk mimarı Mimar Sinan tarafından yapılmıştır. O, Osmanlı Döneminde mimari eserlerin en güzel örneklerini ortaya koymuştur.

 

                        Yeşil Camii ( Bursa )

   1414- 1419 yılları arasında inşa edilen Yeşil Cami, Hacı İvaz Paşa’nın en önemli eserlerinden biridir. Yeşil semtine adını veren camii Sultan Çelebi Mehmed tarafından yaptırılmıştır. 

Yapımına Çelebi Mehmet döneminde başlanan Yeşil Camii ve Külliyesi, 2. Murat devrinde tamamlanmıştır. Cami, medrese, imaret, hamam ve türbeden oluşan külliyenin Sultaniye Medresesi, günümüzde Türk İslam Eserleri Müzesi olarak kullanılmaktadır.

Fotoğraf: Rümeysa Karaman

                       Emir Sultan Camii ( Bursa )

   Emir Sultan Camii, Bursa'da, Yıldırım Bayezid'ın kızı Hundi Fatma Hatun tarafından kocası Emir Sultan adına, muhtemelen Çelebi Sultan Mehmed'in hükümdarlığı sırasında (1366 - 1429) inşa ettirilmiştir.

   Bursa'nın doğusunda aynı adı taşıyan mahallede "Emir Sultan Mezarlığı"nın yanında servi ve çınar ağaçlarının arasında yer almaktadır.

Fotoğraf: Rümeysa Karaman

Sekizgen kasnak üzerine oturan kubbeyle örtülü Emir Sultan Camii’nin; dikdörtgen bir planda, ahşap kolonlar üzerinde kemerli ahşap revaklarla sarılı geniş şadırvan avlusu, yapının ana şemasını oluşturmaktadır.

Fotoğraf: Rümeysa Karaman

                Alaeddin Camii ( Konya )

 Alâeddin Cami’nin inşasına, Selçuklu Sultanlarından I. Rûkneddin Mesud (1116-1156)’un son devirlerinde başlanmış, II.Kılıç Arslan (1156-1192) devrinde sonradan tamamlanmıştır.

   Konya Alâeddin Camii’nde, bani olarak karşımıza I. Mesud, II. Kılıç Arslan, I. İzzeddin Keykavus ve I. Alâeddin Keykubad çıkmaktadır. Yapının bina emini de Atabeg Ayaz’dır.

              Sırçalı Medrese ( Konya )

Medrese 1242 yılında inşa edilmiştir.

Taç kapısındaki kitabeye göre Selçuklu Emiri Bedreddin Muslih tarafından yaptırılmıştır. Mimarı ise Muhammed b. Muhammed et-Tûsîdir.

Bedreddin Muslih tarafından fıkıh ilmi okutulmak üzere yaptırılmıştır.

           Selimiye Camii ve Külliyesi ( Edirne )

  Selimiye Camii ve Külliyesi, 16. yy.’da Sultan II. Selim adına yaptırılmıştır. 

  Teknik mükemmelliği, boyutları ve estetik değerleriyle döneminin ve sonraki zamanların en muhteşem eseri olan Camii ve Külliye, Osmanlı mimarlarından en önemlisi Sinan’ın Ustalık Dönemi eseri, mimarlık sanatının en görkemli örneklerinden biri ve insanın yaratıcı dehasının bir başyapıtı olarak kabul edilmektedir. 

Edirne Selimiye Camii ve Külliyesi, UNESCO Dünya Miras Komitesi’nin 19-29.06.2011 tarihleri arasında gerçekleştirilen 35. Dönem Toplantısında alınan 35 COM 8B.37 sayılı karar ile 1. ve 4. kriterler kapsamında kültürel varlık olarak Dünya Miras Listesi’ne dahil edilmiştir.

      Sultanahmet Camii ( İstanbul )

   Sultan birinci Ahmet tarafından 17.yüzyılda ,Mimar Sinan'ın yetiştirdiği öğrencilerden biri olan Sedefkar Mehmet Ağa'ya yatırılmıştır.

Yapımı 7,5 yıl süren camiinin yapımına 1609’da başlandı ve 1617’de tamamlandı.

Cami mavi, yeşil ve beyaz renkli İznik çinileriyle bezendiği için ve yarım kubbeleri ve büyük kubbesinin içi de yine mavi ağırlıklı kalem işleri ile süslendiği için Avrupalılarca Mavi Camii (Blue Mosque) olarak adlandırılır. 

Altı minaresi olan ilk camidir.

Türklerin kurdukları medreselerde tefsir, hadis, fıkıh, kelam, tasavvuf gibi dinî ilimlerle, matematik, astronomi, tıp, fizik gibi müspet bilimler alanında da çalışmalar başlatılmıştır. Buralardan Ebu Hanife, Maturîdi, Zemahşerî, Razî gibi din âlimleri, Harezmî, Bîruni, Uluğ Bey, Ali Kuşçu gibi müspet ilimlerle ilgilenen bilim adamları yetişmiştir.

FARABİ:Felsefe Alanındaki Eserleri

  • Felsefe öğrenmeden önce takdim esilmesi lâzım gelen şeyler kitabı (Kitâb-ü mâ yenbağî en mukaddeme kable taallüm-il felsefe)

  • İlimlerin sayımı kitabı (Kitâb-u İhsâ-il-ulûm)

  • İlimlerin mertebeleri (Merâtib-ül-ulûm)

Farabi Siyaset ve Ahlak Felsefesi Alanındaki Eserler

  • Mutluluğu kazanma kitabı (Kitâb-ü tahsil-il saâde)

  • Mutluluk yolunu gösterme kitabı (Kitâb-üt-tenbîh alâ sebil-il-saâde)

  • Faziletli şehir halkı fikirlerinin esasları (Kitâb-ün fî mebâdî ârâ-i ehl-il Medînet-il-fâzıla)

  • Şehir siyaseti kitabı (Kitâb-ül-siyâset-il-medeniye), Varlıkların başlangıcı (Mebâdi ‘l-mevcûdât)

  • Platon’un sözleri kitabı (Kitâb-ül-elfâz-il-Eflâtuniye)

GAZALİ: Eserleri

 -Tefsîr ul-Kur'an'il-Azîm

 -Faysal'ut-Tefrika Beyne'l-İslâm ve'z-Zandaka

- Cevahir'ul-Kur'an

- Huccet'ul-Hak
- Hakîkat 'ur-Ruh
- Hakîkat'ul Kavleyn
- Hulâsat'ul-Resâil ilâ İlm'il-Mesâil
- Risâlet'ul-Aktab
- Risalet'ut-Tayr
- er-Reddu alâ Men Taan
- er-Risalet'ul-Kudsiyye
- es-Sırr'ul-Mesun
- Şerhul Daireti Ali b. Ebî Tâlib (Nuhbetul-Esmâ)

- Şifâul-Galil

- Akîdet'ul-Misbah

- Acâib'ul-Sun'ullah

- Unkud'ul-Muhtasar

- Gayet'ul-Gavr fî Mesâü'id-Devr

- Gavr'ud-Devr

- el-Fetâvâ

- el-Kanun'ul-Küllî

- Kanun'ur-Rasûl

- el-Kurbet İlallah

                 Taberi:Eserleri 

 

 Târihu’l-Umem ve’l-Mulûk

 İhtilâfu’l-Fukaha

 Latifu’l-Kavl fi-Ahkâmi Şerâi’ii-İslâm

 el-Hafif fi Âhkâmi Şerâii’l-İslâm

 Kitâbu Edebi’n-Nüfûsi’l-Ceyyide ve’l-Ahlâki’n-Nefîse

 Kitâbu’l-Kıraât ve Tenzilu’l-Kur’ân

 Et-Tebşir fî Usûl-üd-Dîn

 Târih-ür-Ricâl min-es-Sahâbeti vet-Tâbiîn

İbn’i Sina’nın başlıca eserleri

  • El-Kânun fit-Tıb

  • Kibü’ş-Şifa

  • Kitabün Necat

  • El işaret Vet-Tenbihat

  • Hikmet-i Aruzi

  • Hikmei Meşrikiyye

  • Esbabu Hudus-il Huruf

  • Lasan-ül Arab

  • En-Nebat vel-Hayevan

  • Ed-Dustur-ut Tıbbi

  • El-Hutub

  • Hikmet-i Meşrikiyye

Kur’an-ı Kerim’i güzel yazma arzusuyla gelişen hüsnühat sanatı, İslam medeniyetinin özgün sanat dallarından biridir. Hüsnühat, tezhip, süsleme, minyatür ve ebru gibi sanatların doğup gelişmesinde de Türklerin önemli katkıları olmuştur. Bunlardan bazıları..

Şeyh Hamdullah

Hafız Osman

Son Dönem Hattatlarından : Hamit Aytaç

Atatürk sanatın çok özel bir yetenek olduğunu şu sözleriyle ifade eder: "Hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz, hatta cumhurbaşkanı olabilirsiniz fakat bir sanatkâr olamazsınız."

bottom of page